Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | içine etme | muck-up n. |
Slang | ||
Slang | içine etme | cock-up n. |
Slang | içine etme | screw-up n. |
British Slang | ||
British Slang | içine etme | balls-up n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | toplum içine yerleştirmek amacıyla bir akıl hastasını kurumsal bir bakım yerinden taburcu etme | deinstitutionalization n. |
General | toplum içine yerleştirmek amacıyla bir akıl hastasını kurumsal bir bakım yerinden taburcu etme | deinstitutionalisation n. |
General | içine nüfuz etme | influxion n. |
Speaking | ||
Speaking | sakın bunun içine etme | do not screw this up expr. |
Medical | ||
Medical | belli zaman ve hızda damar içine zerk etme | infuse n. |
Medical | tümör dokusu içine enjekte etme | intratumoral injection n. |
Chemistry | ||
Chemistry | bileşiğin içine alkoksil dahil etme işlemi | alkoxylation n. |
Slang | ||
Slang | bunun içine etme | don't fuck this up expr. |